30 Kasım 2010 Salı

biraz moda..........

en sevdiğim sezon renkleri bir araya gelmiş . benden de size sunmak kalmış :)


27 Kasım 2010 Cumartesi

pazar.........

gelmesini en cok bekledigim cumartesi ile gelmesi hic istenmeyen sendrom pazartesi arasinda kalmis, aramin hic iyi olmadigi ezik bir tatil gunu .
kısaca;
pazarın bir suçu var ki, cumartesiden sonra gelmesi.
pazarın bir suçu daha var ki, pazartesiden önce gelmesi.

pazar konseri, bizimkiler, banyo, mac ozetleri esliginde annemin yaptigi utu, aski asilabilen her yere asilmis utulu gomlekler, odev, canta hazirlamak (daha fazla yazamayacagim) gibi sebeplerle bilincaltima sendrom olarak yerlesmis gün..


ne kadar pazarı sevmesemde herkese iyi pazarlar............

18 Kasım 2010 Perşembe

ateşböceği yolu.....

bayram tatilini evde geçirince dinlenmek adına ateşböceği yolu kitabını bir arkadaşımın tavsiyesiyle okumaya başladım.
kitap oldukça kalın olmasına ragmen 36 saat içinde kitabı büyük bir istek merak ve heyacanla okuyarak bitirdim.
kitap kesinlikle süper... bu kitaptan sonra başka bir kitap okuyunca begenirmiyim bilmiyorum. etkisi uzun süre üstünüzde kalacak cinsten..
kitabı okurken bitmesini hiç istemedim.
kitapta iki farklı dostun yaşamını, hayatını, tercihini kısacası dopdolu hayatlarını görüyoruz. kitabı okurken kahramanlardan biri olmayı diliyorsunuz, çünkü herşey o kadar gerçek ki.
sonsuza dek dostluk. ...çok güzel ve etkileyici anlatımıyla sonlarına doğru  gözyaşlarıma hakim olamadım.herkese şiddetle tavsye ediyorum. insan  hayattan ne istediğini ve tercihlerinin neler getirdiklerini bir kez daha düşünmemiz gerektiğini vurguluyor.

kısacası dostluk üzerine yazılmış  harika bir kitap, en yakın zamanda okuyun asla pişman olmayacaksınız......


16 Kasım 2010 Salı

düştüysek kalkarız...

yonca lodinin şarkısı son  dönemlerde dinledğim en güzel şarıklardan biri.. popüler müziğin istediği tüm ritmler şahane bir harmoniyle birleştirilirken güçlü sesi nakrattaki nağmelerde tek saniye sendelemeden şarkıyı klasik mertebesine sürüklemiş. kendisini  olgunluk dönemine taşıyacak şarkılardan biri. dinlerken dalıp götüren cinsten. müziği ayrı, düzenlemesi ayrı bir güzel.
yonca lodi'nin pürüzsüz sesini tüm ihtişamıyla sermiş ortaya.
gurur aşkı ziyan etmesin diyor, ilk tökezlemede vazgeçmek yakışır mı sevene diyor. uzat elini yeniden başlasın diyor ama yalvarmadan, onurluca..

sudan bahaneyle olmadık tartışma çıkarıp ayrılıp giden cesaretsiz sevgililere kapak gibi bir şarkı olmuş bu..

''emin misin bu kadar kendinden
ne zaman çıktın aşkın emrinden..''

kısacası süper bir şarkı. dinlemeyen izlemeyenler için ..




 

15 Kasım 2010 Pazartesi

10 Kasım 2010 Çarşamba

10 kasım........

herkesin ayakta dimdik durduğu, insanların arabalarından inip korna çaldığı, kısacası hayatın durduğu o 1 dakikalık kısa zaman var ya, benim her sene tüylerimin diken diken olmasına ve gözlerimin dolmasına sebep olur. bu ne kadar güzel bir saygı, ne kadar güzel bir minnet göstergesidir... onsuz geçen dile kolay 72 yıl... her liderin harcı değildir insanların üzerinde bu kadar büyük bir saygı uyandırmak. onun yerini kimse doldurmadı ve dolduramayacak, çünkü onun gibi bir insan gelmedi, gelemez bu dünyaya bir kez daha... hiç merak etme, gözün arkada kalmasın, biz varız.

7 Kasım 2010 Pazar

newyork 'da 5 minare....



Holywood kalitesinde süper bir film seyrettim. Özellikle ilk yarısı ve başındaki aksiyon sahneleri gerçekten Türk sinema standartlarının üzerindeydi. ABDnin İslâma bakışını, din-terör ilişkisini iyi irdelemiş ve süper bir finalle bize bu hikayeyi armağan etmişler.

 
Bir işe Türk gibi başla, İngiliz gibi devam et derler ya, Mahsunda Holywood yapımı gibi başlatıp Türk yapımı gibi devam ettirmiş filmi. Mahsun Kırmızıgülün oyunculuğu konusunda çok yorum yapamayacağım, türkücülük zamanından kalan o sert bakışını ve mizacını biraz değiştirmeli. Ama yönetmen olarak gerçekten çok iyi yolda, harika filmler çıkarıyor. Bu filmle zirve yapmış zaten, daha iyilerini de(hatta Oscara aday olabilecek yapımları da) artık ondan bekliyoruz. Mustafa Sandal iyi oyunculuk çıkarmış mı bilemedim, ama en azından sırıtmamış, ilk rolü için başarılı gibiydi. Yabancı oyuncular da hikayeye renk ve artı kalite katmış. Haluk Bilginer ve yardımcısı(Danny Glover) arasındaki diyaloglar oldukça anlamlı ve mesaj doluydu.

Filmde en büyük alkışı hakeden kişiyi ise sona bıraktım; Haluk Bilginer. Gerçekten olağanüstü bir oyunculuk çıkarmış, hikayeden daha çok onun oyunculuğuna bayıldım. Tabi ki bir büyük alkışta Mahsun Kırmızıgüle, senaryo ve yönetmenliği için.

 
Bence Türk sinemasının katettiği yolu görmek ve bizimde çok iyi filmler çıkarabildiğimizi izlemek için gidin. Bu ve benzeri filmlere destek olalım ki, yakın gelecekte daha kaliteli Türk yapımlarını hem biz hem dünya seyredebilsin.

3 Kasım 2010 Çarşamba

bir başmışız kasım olmuş birden...........

karanlık ve kasvetli havasıyla pek cok kisiyi bogmasına ragmen en guzel aydır kasım. ucusan kızıl sarı yapraklar ayaklarınıza dolanır. agladıktan sonra yuregi kaplayan serinlik gibidir bazen. bazen de yanakları ıslak, gozleri bugulu bakan sevgili gibi. usuyup kalın giysilere sarılmanın, akşamları battaniyenin altında ısınmanın basladıgı, pastanelerde bozanın vitrine cıktıgı, soguk limonatanın yerini sahlepe bıraktıgı mevsimdir. bir ask en güzel bu ayda biter ve tabiki kasımda ask da bir baskadır.

tual'in kasım ayına en çok yakısan sarkısı..
yine aylardan kasım
sanki sende kaldı bir yarım
her nefesim her anım
sanadır canım.

 
©Vintage butterfly for zeynep desing by Cns'desing